iso 27701 kisisel veri yonetim sistemi belgesi

ISO 27701 Belgesi Nedir?

ISO 27701, ISO 27001 Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi’nin bir uzantısı olarak geliştirilmiş uluslararası bir standarttır. Temel amacı, kurumların kişisel verileri nasıl topladığı, sakladığı, işlediği ve koruduğunu düzenlemektir. Özellikle günümüzde artan KVKK (Kişisel Verilerin Korunması Kanunu) ve GDPR (General Data Protection Regulation) gibi yasal düzenlemeler karşısında, kurumların kişisel verilerin korunmasına yönelik süreçlerini güvence altına alması zorunluluk haline gelmiştir. ISO 27701 Belgesi, bu süreçlerin uluslararası standartlara uygun biçimde yönetildiğini kanıtlayan resmi bir belgedir.

ISO 27701, kuruluşlara yalnızca kişisel verilerin korunması konusunda rehberlik etmekle kalmaz; aynı zamanda müşteriler, çalışanlar, tedarikçiler ve kamu otoriteleri nezdinde güven oluşturur. Standart, kişisel veri işleyen tüm kurumlar için uygulanabilir. Bu bağlamda hem veri sorumluları hem de veri işleyenler için ayrı gereklilikler ortaya koyar. Böylece farklı ölçeklerdeki işletmeler, kendi rollerine uygun kontrol mekanizmalarını hayata geçirir.

ISO 27701 Belgesi, bir kurumun kişisel verilerin korunması konusundaki yükümlülüklerini sistematik şekilde yerine getirdiğini kanıtlar. Bu belgeye sahip olan şirketler, yalnızca yasal düzenlemelere uyum sağlamakla kalmaz; aynı zamanda veri ihlallerine karşı hazırlıklı olduklarını ve kişisel verilerin korunmasını önceliklendirdiklerini gösterirler. Bu da müşteri memnuniyetini ve güvenini artırarak rekabet avantajı sağlar.

Standart, kişisel verilerin korunmasına ilişkin risk temelli bir yaklaşım öngörür. Bu yaklaşım sayesinde kurumlar, olası tehditleri önceden belirler, riskleri değerlendirir ve uygun önlemleri alır. Böylece yalnızca mevcut risklere karşı değil, gelecekte ortaya çıkabilecek yeni tehditlere karşı da sürekli hazırlıklı olurlar. Bu, ISO 27701’in kurumlara sağladığı en önemli katkılardan biridir.

ISO 27701 Belgesi aynı zamanda şeffaflık ilkesini de pekiştirir. Kişisel verilerin nasıl toplandığı, kimlerle paylaşıldığı, ne kadar süreyle saklandığı gibi süreçler kayıt altına alınır ve denetlenebilir hale gelir. Bu durum, hem müşteriler hem de regülatörler için güven yaratır. Özellikle GDPR kapsamındaki "hesap verebilirlik" prensibi, ISO 27701 standardı ile doğrudan uyumludur.

Belgeye sahip olmak, kurumların yalnızca güvenlik ihlallerinden korunmasını değil; aynı zamanda itibar yönetimi açısından da güçlü bir avantaj elde etmesini sağlar. Kişisel verilerin ihlali, kurumlar için ciddi maliyetler, yasal yaptırımlar ve itibar kayıpları doğurabilir. ISO 27701 Belgesi, bu tür risklerin minimize edilmesine katkıda bulunur.

Ayrıca, ISO 27701 Belgesi kurumların diğer yönetim sistemleriyle entegrasyon sağlamasına da imkan tanır. ISO 9001 (Kalite Yönetim Sistemi), ISO 27001 (Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi) veya ISO 22301 (İş Sürekliliği Yönetim Sistemi) gibi standartlarla birlikte uygulandığında, kurumun hem kalite hem de güvenlik alanında bütüncül bir yönetim kültürü oluşturmasına yardımcı olur. Bu da operasyonel verimliliği artırır ve maliyetleri düşürür.

ISO 27701 Belgesi, hem kamu kurumları hem de özel sektör işletmeleri için uygulanabilir. Kamu kurumları için vatandaşların verilerinin güvenliği kritik önem taşırken, özel sektör şirketleri için müşteri güveni ve iş sürekliliği ön plandadır. Dolayısıyla farklı sektörlerde faaliyet gösteren kuruluşlar, ISO 27701 standardı sayesinde kişisel veri yönetimini en üst seviyeye taşıyabilir.

ISO 27701 Belgesinin Önemi

ISO 27701 Belgesi, kişisel verilerin korunmasına yönelik sistematik, risk temelli ve şeffaf bir yönetim yaklaşımını kanıtlayan uluslararası geçerliliğe sahip bir belgedir. Bu belge, kurumların hem yasal uyumunu hem de müşteri güvenini garanti altına alır.

Sonuç olarak, ISO 27701 Belgesi yalnızca bir sertifika değil; kurumların kişisel veri yönetiminde uluslararası standartlara uygun bir kültür inşa ettiklerini gösteren stratejik bir araçtır. Bu belgeye sahip olan şirketler, hem ulusal hem de uluslararası pazarda güvenilirliklerini artırarak rekabet avantajı elde ederler.

ISO 27701 Belgelendirme Süreci

ISO 27701 Belgelendirme Süreci, kurumların kişisel veri yönetimini uluslararası standartlara uygun hale getirmesi için izlenmesi gereken aşamalardan oluşur. Bu süreç, ISO 27001’in üzerine inşa edildiğinden, bilgi güvenliği yönetim sistemiyle entegre çalışır. Kurumlar, ISO 27001 altyapısına sahip olmadan ISO 27701 belgesi alamazlar. Dolayısıyla süreç, öncelikle bilgi güvenliği yönetim sisteminin kurulması ve ardından kişisel veri yönetimi kontrollerinin entegrasyonu ile başlar.

Belgelendirme sürecinin ilk aşaması hazırlık ve mevcut durum analizidir. Kurum, kişisel veri işleme süreçlerini değerlendirir ve mevcut uygulamalarını ISO 27701 gereklilikleriyle karşılaştırır. Bu aşamada, hangi kişisel verilerin toplandığı, nasıl işlendiği, hangi taraflarla paylaşıldığı, saklama süreleri ve silme prosedürleri gibi konular analiz edilir. Böylece eksiklikler ve uyumsuzluklar net bir şekilde ortaya çıkar.

İkinci aşama, kişisel veri yönetim sisteminin kurulması ve dokümantasyonun hazırlanmasıdır. Bu adımda kurum, kişisel veri koruma politikaları oluşturur, risk değerlendirmeleri yapar, veri işleme envanteri hazırlar ve ilgili prosedürleri dokümante eder. ISO 27701, yalnızca teknik önlemleri değil; aynı zamanda organizasyonel kontrolleri, şeffaflık ilkelerini ve hesap verebilirlik mekanizmalarını da şart koşar. Bu nedenle kurum, çalışan rollerini ve sorumluluklarını da netleştirmek zorundadır.

Üçüncü aşama uygulama ve iç denetimlerdir. Kurum, oluşturduğu dokümantasyon ve süreçleri hayata geçirir. Bu kapsamda erişim kontrolleri, veri işleme prosedürleri, veri paylaşım protokolleri ve olay yönetimi süreçleri devreye alınır. Ardından iç denetimler gerçekleştirilir. İç denetimler, belgelendirme denetimi öncesinde eksikliklerin görülmesini ve düzeltilmesini sağlar. Yönetim gözden geçirme toplantıları da bu aşamanın önemli bir parçasıdır.

Dördüncü aşama, bağımsız belgelendirme denetimidir. Akredite bir belgelendirme kuruluşu tarafından yürütülen bu denetim, genellikle iki kademede gerçekleşir. İlk aşamada dokümantasyon incelenir ve kurumun ISO 27701 gerekliliklerini kağıt üzerinde karşıladığı doğrulanır. İkinci aşamada ise saha denetimi yapılır. Denetçiler, kurumun günlük işleyişinde kişisel veri yönetim prosedürlerini uygulayıp uygulamadığını kontrol eder. Bu aşama, çalışanlarla yapılan görüşmeler, kayıtların incelenmesi ve uygulamaların test edilmesi yoluyla gerçekleştirilir.

Beşinci aşama sertifikanın verilmesidir. Denetim başarıyla tamamlandığında, kurum ISO 27701 Belgesi almaya hak kazanır. Sertifika genellikle üç yıl geçerlidir, ancak bu süre boyunca her yıl gözetim denetimleri yapılır. Gözetim denetimleri, kurumun standartlara uyumunu sürdürdüğünü teyit eder. Üç yılın sonunda ise yeniden belgelendirme denetimi yapılır.

Belgelendirme sürecinde sıkça karşılaşılan konulardan biri, uygunsuzlukların yönetilmesidir. Küçük uygunsuzluklar, belirlenen süre içerisinde düzeltici faaliyetlerle kapatılabilir. Ancak büyük uygunsuzluklar, sertifika verilmesini engelleyebilir. Bu nedenle iç denetimlerin ve yönetim gözden geçirmelerinin titizlikle yapılması kritik öneme sahiptir.

ISO 27701 belgelendirme süreci, yalnızca teknik ve idari önlemleri değil, aynı zamanda çalışanların farkındalığını da ölçer. Denetçiler, çalışanların kişisel verilerin korunmasına dair bilgi seviyelerini test eder. Bu nedenle eğitim programları sürecin vazgeçilmez bir parçasıdır. Eğitim almayan çalışanların bulunduğu kurumlarda belgelendirme süreci ciddi risk altındadır.

Sürecin önemli bir yönü de sürekli iyileştirme yaklaşımıdır. ISO 27701, yalnızca mevcut uygulamaları belgelendirmekle kalmaz, kurumların değişen risk ortamına uyum sağlamasını da zorunlu kılar. Veri işleme teknolojileri, siber tehditler ve yasal düzenlemeler sürekli değiştiğinden, kurumların süreçlerini düzenli olarak güncellemesi gerekir. Bu yaklaşım, ISO 27701’in dinamik ve sürdürülebilir bir standart olmasını sağlar.

Belgelendirme Sürecinin Aşamaları

ISO 27701 belgelendirme süreci; mevcut durum analizi, sistem kurulumu, iç denetimler, bağımsız denetim, sertifikanın verilmesi ve gözetim denetimlerinden oluşur. Bu aşamalar, kurumların kişisel veri yönetimini uluslararası standartlara uygun biçimde uyguladığını kanıtlar.

Sonuç olarak, ISO 27701 Belgelendirme Süreci, yalnızca bir sertifika edinme süreci değildir. Bu süreç, kurumların kişisel veri yönetiminde sistematik, şeffaf ve sürdürülebilir bir yapı kurduğunu ortaya koyar. Başarıyla tamamlanan süreç, hem yasal uyum hem de müşteri güveni açısından stratejik bir değer yaratır.

ISO 27701 Belgesi Nasıl Alınır

ISO 27701 Belgesi almak isteyen kurumların öncelikle ISO 27001 Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi’ne sahip olmaları gerekir. Çünkü ISO 27701 standardı, ISO 27001’in üzerine inşa edilen bir ek standarttır ve kişisel veri yönetimi kontrollerini kapsar. Dolayısıyla ISO 27001 altyapısı bulunmayan kuruluşlar doğrudan ISO 27701 sertifikası alamaz. İlk adım, bilgi güvenliği yönetim sisteminin kurulması, ardından kişisel veri yönetimi süreçlerinin eklenmesi ile başlar.

ISO 27701 belgesini almak için süreç, genellikle danışmanlık hizmeti ile başlar. Kurumlar, kişisel veri işleme süreçlerini uluslararası standartlara uygun hale getirmek için danışmanlık firmaları ile çalışabilir. Bu firmalar, kişisel veri envanteri çıkarma, risk analizi yapma, dokümantasyon hazırlama ve çalışan eğitimleri gibi aşamalarda destek sağlar. Ancak kritik nokta şudur: Danışmanlık firmaları sertifika veremez; resmi belge yalnızca akredite belgelendirme kuruluşları tarafından düzenlenir.

ISO 27701 belgesi almak için ikinci adım, dokümantasyon ve süreçlerin hazırlanmasıdır. Kurum, kişisel veri işleme politikaları, saklama ve imha prosedürleri, veri paylaşım protokolleri, erişim yetkilendirme süreçleri ve veri ihlali bildirim mekanizmalarını oluşturmalıdır. Bu dokümantasyon, hem iç denetimlerde hem de bağımsız denetimlerde incelenecektir. Ayrıca kurumun kişisel verileri şeffaf şekilde yönetme yaklaşımı bu belgeler aracılığıyla kanıtlanır.

Üçüncü adım, uygulama ve iç denetimlerdir. Hazırlanan süreçler kurum içinde uygulanmaya başlanır ve ardından iç denetimler yapılır. İç denetimler, eksikliklerin tespit edilmesi ve düzeltici faaliyetlerin hayata geçirilmesi için kritik öneme sahiptir. Ayrıca üst yönetimin sürece dahil olduğu yönetim gözden geçirme toplantıları bu aşamanın ayrılmaz bir parçasıdır. Bu aşamada kurum, ISO 27701 gerekliliklerine uygun şekilde hazır hale getirilir.

Dördüncü adım, bağımsız belgelendirme denetimidir. TÜRKAK akreditasyonuna sahip veya uluslararası tanınırlığı olan bir belgelendirme kuruluşu, kurumun ISO 27701 standardına uyumunu denetler. Bu denetim iki aşamalıdır: İlk aşamada dokümantasyon değerlendirilir, ikinci aşamada ise saha denetimi yapılır. Denetçiler, günlük operasyonlarda kişisel veri yönetim sisteminin uygulanıp uygulanmadığını gözlemler, çalışanlarla görüşmeler yapar ve sistemin etkinliğini test eder.

Denetimin başarılı geçmesi halinde, kurum ISO 27701 Belgesi almaya hak kazanır. Sertifika üç yıl geçerli olmakla birlikte, her yıl gözetim denetimleri yapılır. Bu denetimler, kurumun standartlara uyumunu sürdürüp sürdürmediğini doğrular. Üç yılın sonunda ise yeniden belgelendirme denetimi yapılır ve süreç baştan gözden geçirilir.

ISO 27701 belgesi almak isteyen kurumların dikkat etmesi gereken en önemli noktalardan biri, akredite belgelendirme kuruluşu seçimidir. TÜRKAK akreditasyonuna sahip bir firmadan alınan sertifika, Türkiye’de ve uluslararası alanda geçerlilik sağlar. Ayrıca IAF (International Accreditation Forum) anlaşmaları kapsamında, Türkiye’de alınan TÜRKAK akrediteli belgeler diğer ülkelerde de tanınır. Bu durum, özellikle yurt dışında faaliyet gösteren şirketler için büyük bir avantajdır.

Belge alma sürecinde bir diğer kritik unsur, çalışanların eğitimi ve katılımıdır. ISO 27701 yalnızca dokümantasyon odaklı bir standart değildir; çalışanların kişisel veri yönetimi konusundaki bilinç düzeylerini de ölçer. Dolayısıyla çalışanlara düzenli eğitim verilmesi, sürecin başarısını doğrudan etkiler. Eğitim almamış çalışanların bulunduğu kurumlarda denetimlerde uygunsuzluk tespit edilme riski yüksektir.

ISO 27701 belgesi almak, kurumlara yalnızca yasal uyum avantajı sağlamaz; aynı zamanda rekabet gücü ve müşteri güveni açısından da büyük katkı sunar. Belgeye sahip olan firmalar, kişisel verilerin güvenliğine öncelik verdiklerini resmi olarak kanıtladıkları için iş ortakları ve müşterileri tarafından daha güvenilir bulunur. Bu durum, özellikle finans, sağlık, e-ticaret ve kamu sektörlerinde iş fırsatlarını artırır.

Belge Alma Sürecinin Özeti

ISO 27701 belgesi almak için kurumların ISO 27001 altyapısına sahip olması, süreçlerini kişisel veri yönetimi gerekliliklerine uygun hale getirmesi, iç denetimlerden geçmesi ve akredite bir belgelendirme kuruluşu tarafından denetlenmesi gerekir. Sürecin başarısı, üst yönetim desteği, çalışan katılımı ve sürekli iyileştirme kültürüne bağlıdır.

Sonuç olarak, ISO 27701 Belgesi almak, kurumların kişisel veri yönetiminde uluslararası standartlara uyumlu olduklarını resmi olarak kanıtlayan stratejik bir adımdır. Bu belgeye sahip olmak, hem yasal uyum hem de müşteri güveni açısından şirketlere önemli bir rekabet avantajı sağlar.

ISO 27701 Sertifikası Nereden Alınır

ISO 27701 Sertifikası, yalnızca akreditasyon kurumları tarafından yetkilendirilmiş bağımsız belgelendirme kuruluşlarından alınabilir. Türkiye’de bu yetkiyi sağlayan en önemli kurum TÜRKAK (Türk Akreditasyon Kurumu)’dır. TÜRKAK tarafından akredite edilmiş belgelendirme kuruluşları tarafından verilen ISO 27701 sertifikaları, hem Türkiye’de hem de uluslararası alanda geçerliliğe sahiptir. Uluslararası düzeyde ise UKAS (İngiltere), DAkkS (Almanya), ANAB (ABD), JAS-ANZ (Avustralya-Yeni Zelanda) gibi akreditasyon otoriteleri öne çıkar. Bu kurumların yetkilendirdiği kuruluşlardan alınan sertifikalar dünya çapında tanınır.

ISO 27701 sertifikası almak isteyen kuruluşların dikkat etmesi gereken en önemli noktalardan biri, danışmanlık firmaları ile belgelendirme kuruluşlarının karıştırılmamasıdır. Danışmanlık firmaları, ISO 27701 gerekliliklerinin uygulanması, dokümantasyon hazırlanması, iç denetimlerin yapılması ve çalışan eğitimlerinin verilmesi konularında destek sağlayabilir. Ancak resmi sertifikayı yalnızca akredite edilmiş belgelendirme kuruluşları düzenleyebilir. Bu ayrım, belgenin uluslararası geçerliliği açısından kritik önem taşır.

Türkiye’de ISO 27701 sertifikası veren belgelendirme kuruluşları arasında TÜRKAK akreditasyonuna sahip birçok firma bulunmaktadır. Bu kuruluşlar, hem küçük ölçekli işletmelere hem de büyük ölçekli şirketlere uygun çözümler sunar. Ayrıca yerel firmalar, maliyet açısından daha uygun fiyatlarla belgelendirme süreci yürütme avantajı sağlar. Ancak global ölçekte faaliyet gösteren şirketler için uluslararası akreditasyonlu (örneğin UKAS veya ANAB) bir firmadan alınan sertifika, yurtdışında da geçerliliğin sağlanması için daha uygun olabilir.

Global çapta tanınmış ve ISO 27701 sertifikası veren başlıca kuruluşlar arasında SGS, Bureau Veritas, LRQA, DQS, Intertek, TÜV SÜD ve Kiwa yer alır. Bu firmalar, hem geniş uluslararası tecrübeleri hem de çok farklı sektörlerde yürüttükleri denetimlerle güvenilirliklerini kanıtlamışlardır. Özellikle çok uluslu şirketler, bu belgelendirme kuruluşlarını tercih ederek dünya genelinde tanınan bir sertifikaya sahip olurlar.

Sertifikayı alırken belgelendirme kuruluşunun akreditasyon kapsamı incelenmelidir. Her belgelendirme kuruluşu, belirli sektörler veya süreçler için akreditasyona sahip olabilir. Örneğin finans, sağlık veya kamu kurumları için denetim yapacak belgelendirme kuruluşunun o sektörde akreditasyonunun bulunması, denetimlerin daha sağlıklı yürütülmesini sağlar. Aksi takdirde alınan sertifika, belirli pazarlarda kabul edilmeyebilir.

Ayrıca ISO 27701 sertifikası alım sürecinde gözetim denetimleri kritik bir rol oynar. Sertifika üç yıl geçerli olmakla birlikte, her yıl gözetim denetimlerinden geçmek zorunludur. Bu denetimlerin etkinliği, belgelendirme kuruluşunun yaklaşımına bağlıdır. Bazı kuruluşlar denetimleri yüzeysel yaparken, bazıları detaylı raporlamalarla kurumun kişisel veri yönetim sistemini geliştirmesine katkıda bulunur. Bu nedenle sertifika alırken uzun vadeli iş birliği sunan kuruluşlarla çalışmak avantaj sağlar.

Kuruluşların seçim yaparken dikkat etmesi gereken bir diğer unsur ise uluslararası tanınırlıktır. Yalnızca Türkiye’de faaliyet gösteren firmalar için TÜRKAK akreditasyonu yeterli olabilir. Ancak uluslararası müşterilerle çalışan ya da yurt dışına açılmayı hedefleyen firmaların, IAF (International Accreditation Forum) tanınırlığı olan belgelendirme kuruluşlarıyla çalışması tavsiye edilir. Bu sayede alınan sertifika farklı ülkelerde de geçerli olur ve ticari iş birliklerinde güven sağlar.

ISO 27701 sertifikası almak için belgelendirme kuruluşu seçiminde referanslar da önemli bir kriterdir. Daha önce aynı sektörde belgelendirme yapmış firmaların tecrübeleri, sürecin daha hızlı ve doğru ilerlemesini sağlar. Ayrıca müşteri memnuniyeti yüksek olan kuruluşlarla çalışmak, denetim sürecinde kurumun karşılaşabileceği olası zorlukları en aza indirir.

Sertifika Nereden Alınır?

ISO 27701 Sertifikası, yalnızca TÜRKAK veya uluslararası akreditasyon kurumları tarafından yetkilendirilmiş belgelendirme kuruluşlarından alınabilir. Danışmanlık firmaları hazırlık sürecinde destek sağlar, ancak resmi sertifika yalnızca akredite kuruluşlar tarafından düzenlenir. Seçim yaparken akreditasyon geçerliliği, uluslararası tanınırlık, sektörel deneyim ve müşteri referansları dikkate alınmalıdır.

Sonuç olarak, ISO 27701 Sertifikası almak isteyen kurumların doğru belgelendirme kuruluşunu seçmesi stratejik bir karardır. Akredite ve uluslararası tanınırlığı olan kuruluşlardan alınan sertifikalar, hem yasal uyumu hem de müşteri güvenini garanti altına alır. Bu sayede şirketler, kişisel veri yönetiminde uluslararası standartlara uyumlu olduklarını resmi olarak kanıtlayarak pazarda önemli bir rekabet avantajı elde eder.

ISO 27701 Gereklilikleri

ISO 27701 standardı, kişisel veri yönetimi için uluslararası düzeyde kabul gören en kapsamlı referanslardan biridir. Bu standart, ISO 27001 ve ISO 27002’ye ek olarak geliştirilmiş olup, kurumların kişisel verileri koruma yükümlülüklerini yerine getirmelerini sağlar. Gereklilikler, hem veri sorumluları hem de veri işleyenler için ayrı ayrı tanımlanmıştır. Böylece farklı roller üstlenen kuruluşların, kendi sorumluluklarına uygun kontrolleri uygulaması mümkün hale gelir.

İlk gereklilik, yönetim taahhüdüdür. Üst yönetim, kişisel verilerin korunmasını stratejik bir öncelik olarak benimsemeli ve gerekli kaynakları sağlamalıdır. Yönetim desteği olmadan, ISO 27701’in uygulanması yalnızca kağıt üzerinde kalır. Bu nedenle yöneticilerin sürece aktif katılımı ve hesap verebilirliği şarttır.

İkinci gereklilik, kişisel veri envanteri ve sınıflandırmasıdır. Kurumlar, hangi verileri topladıklarını, işlediklerini, kimlerle paylaştıklarını ve ne kadar süre sakladıklarını detaylı şekilde kayıt altına almalıdır. Bu envanter, veri işleme faaliyetlerinin şeffaf bir şekilde izlenmesine imkan tanır ve hem GDPR hem de KVKK ile uyum sağlar. Ayrıca verilerin hassasiyetine göre sınıflandırılması, hangi verilerin daha sıkı korunması gerektiğini ortaya koyar.

Üçüncü gereklilik, risk değerlendirmesi ve risk işleme planlarıdır. ISO 27701, kişisel verilerin korunmasına ilişkin risklerin düzenli olarak analiz edilmesini ve bu risklere karşı önleyici kontrollerin uygulanmasını şart koşar. Bu yaklaşım, yalnızca mevcut tehditlere değil, gelecekte ortaya çıkabilecek yeni risklere karşı da hazırlıklı olunmasını sağlar. Risk işleme planları ise alınacak önlemleri, sorumluları ve zaman çizelgesini içerir.

Dördüncü gereklilik, veri işleme süreçlerinin şeffaflığıdır. Kurumlar, kişisel verileri nasıl topladıklarını, hangi amaçlarla işlediklerini, kimlerle paylaştıklarını ve hangi süreyle sakladıklarını açıkça beyan etmelidir. Bu gereklilik, GDPR’deki "hesap verebilirlik" ve KVKK’daki "aydınlatma yükümlülüğü" ilkeleriyle birebir uyumludur.

Beşinci gereklilik, erişim kontrolü ve yetkilendirme mekanizmalarıdır. Kişisel verilere yalnızca yetkili kişilerin erişebilmesi gerekir. Bu kapsamda erişim politikaları, parola güvenliği, kimlik doğrulama yöntemleri ve log kayıtlarının tutulması gibi kontroller uygulanmalıdır. Ayrıca çalışanların görev değişikliklerinde ya da işten ayrılmalarında erişim yetkileri anında güncellenmelidir.

Altıncı gereklilik, veri ihlali yönetimi ve bildirim süreçleridir. ISO 27701, kişisel veri ihlallerinin tespit edilmesini, analiz edilmesini ve belirli bir süre içerisinde ilgili mercilere bildirilmesini şart koşar. Bu gereklilik, GDPR’nin 72 saat içinde bildirim zorunluluğu ile doğrudan uyumludur. Ayrıca veri sahiplerinin bilgilendirilmesi de bu sürecin önemli bir parçasıdır.

Yedinci gereklilik, tedarikçi ve üçüncü taraf yönetimidir. Kişisel verilerin işlenmesi sürecinde dış hizmet sağlayıcıları veya iş ortakları da devreye girebilir. ISO 27701, bu tarafların da standartlara uygun hareket etmesini zorunlu kılar. Bu nedenle sözleşmelerde veri koruma hükümlerine yer verilmesi, üçüncü taraf denetimlerinin yapılması ve düzenli değerlendirmeler yapılması gerekir.

Sekizinci gereklilik, çalışan farkındalığı ve eğitimlerdir. Çalışanlar, kişisel verilerin korunmasıyla ilgili sorumluluklarının bilincinde olmalı ve düzenli aralıklarla eğitim almalıdır. İnsan hataları, veri ihlallerinin en yaygın sebeplerinden biridir. Eğitimler sayesinde bu risk minimize edilir.

Dokuzuncu gereklilik, dokümantasyon ve kayıtların tutulmasıdır. Tüm veri işleme süreçleri, risk analizleri, güvenlik önlemleri, ihlal raporları ve denetim sonuçları detaylı şekilde kayıt altına alınmalıdır. Bu kayıtlar, hem iç denetimlerde hem de bağımsız denetimlerde kurumun şeffaflığını kanıtlar.

Son gereklilik, sürekli iyileştirmedir. ISO 27701, kurumların kişisel veri yönetimi süreçlerini statik bırakmalarını değil, düzenli olarak gözden geçirmelerini ve geliştirmelerini şart koşar. Değişen yasal düzenlemeler, teknolojik gelişmeler ve yeni tehditler doğrultusunda sistem sürekli güncellenmelidir. Böylece kurumlar, kişisel verilerin korunmasında her zaman en güncel ve etkili önlemleri uygular.

Kilit Gereklilikler

ISO 27701 gereklilikleri; yönetim taahhüdü, veri envanteri, risk yönetimi, şeffaflık, erişim kontrolü, veri ihlali yönetimi, üçüncü taraf kontrolü, çalışan farkındalığı, dokümantasyon ve sürekli iyileştirme adımlarını içerir. Bu unsurlar, kurumların kişisel verileri uluslararası standartlara uygun şekilde yönetmesini sağlar.

Sonuç olarak, ISO 27701 gereklilikleri yalnızca teknik tedbirlerden ibaret değildir; aynı zamanda stratejik yönetim, çalışan katılımı ve şeffaflık unsurlarını da kapsar. Bu gerekliliklere uyum sağlayan kurumlar, hem yasal uyumlarını garanti altına alır hem de müşteri güvenini pekiştirerek pazarda güçlü bir konuma gelir.

ISO 27701 Fiyatları

ISO 27701 Kişisel Veri Yönetim Sistemi Belgesi fiyatları, tek tip bir ücretlendirme üzerinden belirlenmez. Sertifika maliyetleri, her kurumun faaliyet alanına, büyüklüğüne, çalışan sayısına, işlediği kişisel veri miktarına ve mevcut ISO 27001 altyapısına bağlı olarak değişir. Bu nedenle ISO 27701 belgesi almak isteyen firmaların öncelikle kendi ihtiyaç analizlerini yapmaları, ardından belgelendirme kuruluşlarından teklif almaları gerekir. Maliyetler yalnızca sertifika ücretini değil; aynı zamanda hazırlık, danışmanlık, eğitim ve iç denetim süreçlerini de kapsar.

ISO 27701 fiyatlarını etkileyen en önemli unsurlardan biri, kurumun büyüklüğüdür. Çalışan sayısı fazla olan ve çok sayıda departmanı bulunan kurumlarda denetim süreci daha uzun sürer. Bu da belgelendirme kuruluşlarının daha fazla kaynak ayırmasını gerektirdiğinden, maliyetleri artırır. Küçük ölçekli işletmeler için fiyatlar daha düşük olabilirken, büyük ölçekli kuruluşlar için maliyetler daha yüksek seviyelere çıkabilir.

İkinci önemli unsur, mevcut ISO 27001 altyapısıdır. ISO 27701 standardı, ISO 27001 üzerine inşa edildiği için, hali hazırda ISO 27001 belgesine sahip olan kurumlar ISO 27701 belgesini daha kısa sürede ve daha düşük maliyetlerle alabilir. Ancak ISO 27001’i henüz kurmamış olan kurumlar için önce bilgi güvenliği yönetim sistemi kurulmalı, ardından ISO 27701 gereklilikleri eklenmelidir. Bu durum, toplam maliyetin yükselmesine neden olur.

Üçüncü faktör, işlenen veri türü ve kapsamıdır. Sağlık, finans, telekomünikasyon gibi hassas verilerin işlendiği sektörlerde denetim süreci daha detaylıdır. Bu sektörlerdeki şirketlerin uyum süreçleri daha sıkı kontroller içerdiği için belgelendirme maliyetleri de artar. Daha basit veri işleme süreçlerine sahip olan firmalar ise daha uygun maliyetlerle belgelendirme sürecini tamamlayabilir.

Dördüncü faktör, belgelendirme kuruluşunun seçimidir. Uluslararası akreditasyona sahip kuruluşlardan alınan sertifikalar, maliyet açısından daha yüksek olabilir. Ancak bu sertifikalar, global ölçekte tanınırlık sağladığından, özellikle yurt dışı iş yapan kurumlar için daha stratejik bir yatırımdır. Yerel belgelendirme kuruluşları ise daha düşük fiyatlarla hizmet sunabilir, fakat uluslararası iş birliklerinde tercih edilmeyebilir.

ISO 27701 fiyatlarını belirleyen bir diğer unsur, gözetim denetimleridir. Sertifika üç yıl geçerli olsa da, her yıl gözetim denetimlerinden geçmek gerekir. Gözetim denetimleri de ayrı bir maliyet kalemidir. Ayrıca üç yılın sonunda yeniden belgelendirme süreci devreye girer ve bu da ek maliyetler doğurur. Dolayısıyla ISO 27701 belgesi alırken yalnızca ilk sertifika bedeli değil, uzun vadeli maliyetler de göz önünde bulundurulmalıdır.

ISO 27701 sürecinde danışmanlık ve eğitim hizmetleri de fiyatlandırmaya etki eder. Birçok kurum, belgelendirme sürecini daha hızlı ve sorunsuz ilerletebilmek için danışmanlık firmalarıyla çalışmayı tercih eder. Danışmanlık hizmetleri, veri envanteri hazırlanması, risk analizlerinin yapılması, politika ve prosedürlerin oluşturulması gibi aşamalarda destek sağlar. Bu da toplam maliyeti artıran unsurlar arasında yer alır.

Ayrıca ISO 27701 fiyatlarını etkileyen faktörlerden biri de kurumun coğrafi yaygınlığıdır. Birden fazla lokasyonda faaliyet gösteren şirketlerin denetim süreci daha uzun ve maliyetli olur. Çünkü denetçiler her lokasyonu ayrı ayrı ziyaret eder ve kontrolleri gerçekleştirir. Tek lokasyonda faaliyet gösteren küçük işletmeler için bu süreç daha kısa ve daha az maliyetlidir.

Ortalama olarak Türkiye’de ISO 27701 belgesi almak isteyen küçük ve orta ölçekli işletmeler için maliyetler 50.000 TL ile 150.000 TL arasında değişebilir. Büyük ölçekli kuruluşlar ve uluslararası faaliyet gösteren şirketler için ise bu maliyet 200.000 TL’yi aşabilir. Ancak bu rakamlar sektöre, kurumun büyüklüğüne, seçilen belgelendirme kuruluşuna ve danışmanlık hizmetlerine göre farklılık gösterebilir.

Fiyatları Etkileyen Unsurlar

ISO 27701 fiyatları; kurumun büyüklüğü, mevcut ISO 27001 altyapısı, işlenen veri türü, belgelendirme kuruluşu seçimi, gözetim denetimleri, danışmanlık hizmetleri ve coğrafi yaygınlığa bağlı olarak değişir. Maliyet hesabı yapılırken yalnızca ilk sertifika bedeli değil, uzun vadeli gözetim ve yeniden belgelendirme maliyetleri de dikkate alınmalıdır.

Sonuç olarak, ISO 27701 Belgesi fiyatları sabit değildir ve her kurumun ihtiyaçlarına göre farklılık gösterir. Bu nedenle firmaların sürece başlamadan önce detaylı bir maliyet analizi yapması ve en uygun belgelendirme kuruluşunu seçmesi kritik öneme sahiptir. Doğru planlama ile ISO 27701 belgesi, uzun vadede veri güvenliği, yasal uyum ve müşteri güveni açısından kurumlara büyük kazanç sağlar.

ISO 27701 Eğitim Programları

ISO 27701 Kişisel Veri Yönetim Sistemi standardı, yalnızca teknik altyapı ve prosedürlerin oluşturulmasıyla uygulanabilir hale gelmez; aynı zamanda çalışanların bilgi, farkındalık ve katılımı ile etkinlik kazanır. Bu nedenle ISO 27701 eğitim programları, kurumların belgelendirme sürecini başarıyla tamamlaması ve sürdürülebilir bir kişisel veri yönetim kültürü oluşturması için kritik bir bileşendir. Eğitimler, hem üst yönetimden saha çalışanlarına kadar tüm personelin görev ve sorumluluklarını anlamasını hem de kişisel veri güvenliğinin kurumsal düzeyde sahiplenilmesini sağlar.

ISO 27701 eğitim programlarının ilk adımı farkındalık eğitimleridir. Bu eğitimler, kurumun tüm çalışanlarına yönelik olup, kişisel verilerin önemi, yasal yükümlülükler, KVKK ve GDPR gibi düzenlemelerin temel gereklilikleri ve veri ihlallerinin doğurabileceği sonuçlar hakkında bilgi verir. Farkındalık eğitimleri sayesinde çalışanlar, veri güvenliği ihlallerine neden olabilecek davranışlardan kaçınmayı öğrenir. Böylece en sık karşılaşılan tehdit unsuru olan insan hatası minimize edilir.

İkinci aşama uzmanlık eğitimleridir. Bu eğitimler, bilgi güvenliği ve kişisel veri yönetiminden sorumlu ekipler için hazırlanır. İçeriğinde kişisel veri envanteri oluşturma, risk değerlendirmesi, veri işleme süreçlerinin dokümantasyonu, erişim kontrolleri, şifreleme yöntemleri ve olay müdahale planları gibi detaylı teknik ve yönetsel konular yer alır. Uzmanlık eğitimleri, kurum içi sorumluların ISO 27701 standardını etkin şekilde uygulayabilmesini sağlar.

Üçüncü aşama iç denetçi eğitimleridir. ISO 27701 belgesinin sürdürülebilirliği için düzenli iç denetimler yapılması zorunludur. İç denetçi eğitimleri, kurum içinden seçilen kişilere, denetim metodolojisi, uygunsuzlukların tespiti, raporlama ve düzeltici faaliyetlerin yönetimi konusunda yetkinlik kazandırır. Bu sayede kurum, bağımsız denetimlere daha hazır hale gelir ve süreçte olası riskleri en aza indirir.

Dördüncü aşama yönetim ve liderlik eğitimleridir. Üst yönetim, ISO 27701’in kurum stratejilerine entegrasyonunda kilit rol oynar. Bu eğitimlerde, yöneticilere bilgi güvenliği ve kişisel veri koruma politikalarının stratejik önemleri, yasal uyumun finansal etkileri, risk yönetimi ve sürekli iyileştirme kültürü aktarılır. Böylece yönetim kademesi, yalnızca denetimlere hazırlık değil, aynı zamanda kurumsal kültürün şekillendirilmesinde de aktif rol alır.

ISO 27701 eğitim programlarının bir diğer önemli boyutu uygulamalı atölye çalışmalarıdır. Atölyeler, çalışanların gerçek senaryolar üzerinde pratik yapmasını sağlar. Örneğin bir veri ihlali senaryosu üzerinden tatbikat yapılır, olayın nasıl yönetileceği, kime raporlanacağı ve veri sahiplerinin nasıl bilgilendirileceği üzerinde çalışılır. Bu uygulamalar, teorik bilginin pratiğe aktarılmasını kolaylaştırır ve kurumun kriz anında hızlı aksiyon alabilmesini sağlar.

ISO 27701 eğitim programlarının düzenli aralıklarla güncellenmesi gerekir. Çünkü veri güvenliği alanındaki tehditler, saldırı yöntemleri ve yasal düzenlemeler sürekli değişmektedir. Eğitim içeriklerinin güncel tutulması, çalışanların her zaman en doğru bilgiye sahip olmasını sağlar. Böylece kurum, değişen ortama hızla uyum sağlayarak riskleri minimize eder.

Eğitimlerin yalnızca güvenlik bilincini artırmakla kalmayıp, çalışan motivasyonu ve bağlılığını güçlendirdiği de gözlemlenmiştir. Çalışanlar, kişisel veri yönetiminde kendilerine verilen rolün farkına vardığında, kurumun güvenlik kültürünün bir parçası haline gelir. Bu da kurumun güvenilirliğini pekiştirir ve çalışanların kuruma olan bağlılığını artırır.

ISO 27701 eğitimleri, genellikle akredite belgelendirme kuruluşları, danışmanlık firmaları, üniversiteler ve meslek odaları tarafından düzenlenir. Kurumlar, kendi ihtiyaçlarına göre sektöre özgü eğitimler alabilir. Örneğin sağlık sektöründe hasta verilerinin korunması, finans sektöründe müşteri verilerinin gizliliği veya e-ticarette müşteri bilgileri yönetimi öncelikli eğitim başlıkları olabilir. Böylece eğitimler, sektörün ihtiyaçlarına uygun hale getirilir.

Eğitim Programlarının Katkıları

ISO 27701 eğitim programları; farkındalık, uzmanlık, iç denetçi, yönetim ve atölye çalışmaları gibi aşamalardan oluşur. Bu programlar, kurumun kişisel veri yönetiminde yetkinliğini artırır, çalışanların bilinç düzeyini yükseltir ve belgelendirme sürecinde başarı şansını önemli ölçüde artırır.

Sonuç olarak, ISO 27701 Eğitim Programları yalnızca belgelendirme sürecinde değil, uzun vadeli sürdürülebilirlik için de vazgeçilmezdir. Eğitimler sayesinde kurum, çalışanlarının bilgi ve becerilerini geliştirir, veri güvenliği farkındalığını artırır ve kişisel veri yönetiminde uluslararası standartlara uygun kalıcı bir kültür oluşturur.

ISO 27701 Kişisel Veri Yönetim Sistemi Uygulamaları

ISO 27701 Kişisel Veri Yönetim Sistemi, yalnızca teorik bir çerçeve sunmaz; aynı zamanda farklı sektörlerde ve farklı ölçeklerdeki kurumlarda somut uygulamalar ile hayata geçirilir. Uygulamalar, kurumların kişisel verileri nasıl topladığı, işlediği, sakladığı, paylaştığı ve sildiği süreçleri kapsar. Bu bağlamda ISO 27701, yalnızca teknik güvenlik tedbirlerini değil, organizasyonel ve yönetsel yaklaşımları da devreye sokar. Özellikle GDPR (AB Genel Veri Koruma Tüzüğü) ve KVKK (Türkiye Kişisel Verilerin Korunması Kanunu) ile uyumlu süreçler oluşturmak isteyen kurumlar için ISO 27701 uygulamaları kritik önem taşır.

İlk uygulama alanı veri envanteri ve sınıflandırma süreçleridir. Kurumlar, hangi kişisel verileri işlediklerini, bu verilerin hangi sistemlerde bulunduğunu ve kimlerle paylaşıldığını kayıt altına alır. Bu uygulama, hem şeffaflık sağlar hem de denetimlerde güçlü bir kanıt oluşturur. Örneğin bir e-ticaret şirketi, müşterilerinin ad-soyad, adres, ödeme bilgileri ve davranışsal verilerini ayrı kategorilerde sınıflandırarak ISO 27701 gerekliliklerini karşılar.

İkinci uygulama, erişim kontrol mekanizmalarıdır. Kişisel verilere yalnızca yetkili kişilerin erişebilmesi gerekir. Bu kapsamda kullanıcı bazlı erişim yetkilendirmeleri yapılır, güçlü şifreleme yöntemleri uygulanır, log kayıtları tutulur ve düzenli olarak erişim kontrolleri gözden geçirilir. Bankacılık sektöründe müşteri verilerine yalnızca yetkilendirilmiş müşteri temsilcilerinin erişebilmesi bu uygulamaya örnek gösterilebilir.

Üçüncü uygulama, veri işleme şeffaflığıdır. Kurumlar, veri sahiplerini hangi verilerin toplandığı, hangi amaçla işlendiği ve ne kadar süre saklanacağı konusunda bilgilendirir. Bu uygulama, KVKK’daki “aydınlatma yükümlülüğü” ve GDPR’deki “hesap verebilirlik” ilkesiyle birebir örtüşür. Örneğin bir sağlık kuruluşu, hastalardan alınan verilerin tedavi süreci için kullanılacağını ve belirli bir süre sonunda anonim hale getirileceğini açıkça belirtmek zorundadır.

Dördüncü uygulama alanı, veri ihlali yönetimidir. ISO 27701, veri ihlallerinin hızlı bir şekilde tespit edilmesini, kayıt altına alınmasını ve belirlenen süre içerisinde ilgili mercilere raporlanmasını şart koşar. Ayrıca veri sahiplerinin bilgilendirilmesi de bu sürecin bir parçasıdır. Örneğin bir siber saldırı sonrası müşteri bilgilerinin sızması durumunda, kurumun 72 saat içinde hem resmi otoritelere hem de etkilenen kişilere bilgi vermesi gerekir.

Beşinci uygulama, tedarikçi ve üçüncü taraf yönetimidir. Kurumlar, kişisel verileri işleyen dış hizmet sağlayıcıları ile sözleşmeler imzalamalı ve bu tarafların da ISO 27701 gerekliliklerine uygun hareket etmesini sağlamalıdır. Örneğin bulut hizmeti sağlayan bir firmanın veri merkezlerinde ISO 27701 ve ISO 27001 kontrollerinin uygulanıyor olması gerekir. Bu uygulama, kurumların kendi yükümlülüklerini taşeronlara devretmesini engeller.

Altıncı uygulama, çalışan farkındalığı ve eğitim programlarıdır. ISO 27701 uygulamalarında en büyük risk faktörlerinden biri insan hatasıdır. Çalışanların kişisel veri yönetimi konusundaki bilgi seviyelerini artırmak amacıyla düzenli eğitimler ve simülasyonlar yapılır. Örneğin kurum içi phishing testleri, çalışanların farkındalık düzeyini ölçmek için kullanılan pratik uygulamalardandır.

Yedinci uygulama, teknik güvenlik önlemleridir. Bu önlemler arasında veri şifreleme, güvenlik duvarları, antivirüs yazılımları, saldırı tespit sistemleri ve güvenli yazılım geliştirme süreçleri bulunur. ISO 27701, yalnızca prosedürel değil teknik güvenliğin de sağlanmasını zorunlu kılar. Böylece veri güvenliği bütünsel bir yaklaşımla yönetilir.

Sekizinci uygulama, düzenli denetimler ve gözden geçirmelerdir. ISO 27701 uygulayan kurumlar, belirli periyotlarla iç denetimler gerçekleştirir. Ayrıca yönetim gözden geçirme toplantıları düzenlenerek sistemin etkinliği ölçülür. Bu denetimler, hem sertifika gözetim denetimlerinde başarı şansını artırır hem de sürekli iyileştirme kültürünü kurumsallaştırır.

Dokuzuncu uygulama, sektörel özel uygulamalardır. Her sektörün veri işleme süreçleri farklıdır. Örneğin sağlık sektöründe hastane yönetim sistemleri, finans sektöründe müşteri kredi bilgileri, e-ticarette kullanıcı davranış analitiği ISO 27701 kapsamında özel uygulamalar gerektirir. Bu nedenle ISO 27701 uygulamaları, sektörün ihtiyaçlarına göre uyarlanmalıdır.

Onuncu uygulama, sürekli iyileştirme ve güncellemedir. Veri güvenliği alanında tehditler ve yasal düzenlemeler sürekli değiştiği için kurumların süreçlerini düzenli olarak gözden geçirmesi gerekir. ISO 27701 uygulamaları, yalnızca mevcut duruma değil, gelecekteki risklere de hazırlıklı olmayı zorunlu kılar. Bu sayede kurum, dinamik ve sürdürülebilir bir veri yönetim sistemi oluşturur.

Başlıca Uygulama Alanları

ISO 27701 uygulamaları; veri envanteri oluşturma, erişim kontrolü, şeffaflık, veri ihlali yönetimi, üçüncü taraf denetimi, çalışan eğitimi, teknik güvenlik önlemleri, düzenli denetimler, sektörel uygulamalar ve sürekli iyileştirme gibi alanları kapsar. Bu uygulamalar, kurumların kişisel verileri güvenli ve yasalara uygun şekilde yönetmesini sağlar.

Sonuç olarak, ISO 27701 Kişisel Veri Yönetim Sistemi uygulamaları, kurumların yalnızca belgelendirme sürecini tamamlamasına değil; aynı zamanda güvenilir, şeffaf ve sürdürülebilir bir veri yönetim modeli oluşturmasına katkıda bulunur. Bu uygulamaları etkin şekilde hayata geçiren kurumlar, hem yasal yükümlülüklerini yerine getirir hem de müşteri güvenini en üst seviyeye taşır.

ISO 27701 Kişisel Veri Yönetim Sistemi Belgelendirme

ISO 27701 Kişisel Veri Yönetim Sistemi belgelendirme süreci, kurumların kişisel veri işleme faaliyetlerini uluslararası standartlara uygun şekilde yürüttüklerini resmi olarak kanıtlamalarını sağlar. Bu süreç yalnızca yasal uyum için değil, aynı zamanda müşteri güveni, kurumsal itibar ve rekabet avantajı için de stratejik bir adımdır. ISO 27701 belgelendirmesi, ISO 27001 standardı üzerine inşa edildiği için kurumların öncelikle ISO 27001’e sahip olması gerekir. Dolayısıyla belgelendirme, bilgi güvenliği ve kişisel veri yönetimi standartlarının entegre şekilde uygulanmasını kapsar.

Belgelendirme sürecinin ilk aşaması, başvuru ve ön değerlendirmedir. Kurumlar, akredite bir belgelendirme kuruluşuna başvuru yaparak süreci başlatır. Başvuruda, kurumun faaliyet alanı, büyüklüğü, işlenen veri türleri ve mevcut bilgi güvenliği altyapısı hakkında bilgiler paylaşılır. Bu bilgiler doğrultusunda belgelendirme kuruluşu, denetim planını ve maliyetleri belirler.

İkinci aşama, dokümantasyonun incelenmesidir. Belgelendirme kuruluşu, kurumun kişisel veri yönetim politikalarını, prosedürlerini, risk analizlerini, veri envanterini ve eğitim kayıtlarını detaylı şekilde inceler. Bu aşama, standartların gerekliliklerinin kağıt üzerinde karşılanıp karşılanmadığını gösterir. Eksiklikler tespit edilirse, kurumun bunları gidermesi için süre tanınır.

Üçüncü aşama, saha denetimidir. Denetçiler, kurumun günlük işleyişini gözlemleyerek kişisel veri yönetim sisteminin uygulanıp uygulanmadığını test eder. Çalışanlarla yapılan görüşmeler, sistem kayıtlarının incelenmesi, veri işleme süreçlerinin kontrolü ve erişim yetkilerinin doğrulanması bu aşamanın bir parçasıdır. Saha denetimi, kurumun yalnızca dokümantasyon değil, pratikte de standartlara uygun hareket ettiğini kanıtlar.

Dördüncü aşama, uygunsuzlukların değerlendirilmesi ve kapatılmasıdır. Denetim sırasında tespit edilen uygunsuzluklar, küçük ve büyük olmak üzere ikiye ayrılır. Küçük uygunsuzluklar düzeltici faaliyetlerle kapatılabilirken, büyük uygunsuzluklar sertifikanın verilmesini engelleyebilir. Kurumlar, denetim sonrası belirlenen süre içerisinde eksiklikleri gidererek rapor sunmalıdır.

Beşinci aşama, sertifikanın verilmesidir. Denetim başarıyla tamamlandığında, kurum ISO 27701 Belgesi almaya hak kazanır. Sertifika üç yıl süreyle geçerli olup, bu süre boyunca her yıl gözetim denetimleri yapılır. Gözetim denetimleri, kurumun standartlara uyumunu koruyup korumadığını doğrular. Üç yılın sonunda ise yeniden belgelendirme süreci devreye girer.

Belgelendirme sürecinde akreditasyon kritik bir unsurdur. TÜRKAK gibi ulusal akreditasyon kurumları tarafından yetkilendirilmiş belgelendirme kuruluşlarından alınan sertifikalar, Türkiye’de ve uluslararası pazarlarda geçerlilik sağlar. Ayrıca IAF (International Accreditation Forum) anlaşmaları kapsamında alınan belgeler, birçok ülkede tanınır. Bu da özellikle uluslararası iş yapan şirketler için büyük bir avantajdır.

Belgelendirme sürecinin bir diğer boyutu da sürekli iyileştirme yaklaşımıdır. ISO 27701 yalnızca bir kez alınan ve bırakılan bir sertifika değildir. Süreç boyunca kurumlar, değişen yasal düzenlemeler, yeni teknolojiler ve ortaya çıkan risklere karşı sistemlerini sürekli güncellemek zorundadır. Denetimler de bu güncellemelerin etkinliğini ölçer.

Ayrıca, ISO 27701 belgelendirmesi kurumlara kurumsal faydalar sağlar. Müşteri güvenini artırır, yasal yaptırımların önüne geçer, ihlal risklerini minimize eder ve rekabet avantajı sunar. Örneğin, e-ticaret şirketleri bu belge ile müşterilerine güvenli veri işleme taahhüdünde bulunabilir, sağlık kurumları hasta verilerinin gizliliğini uluslararası standartlara göre koruyabilir.

Belgelendirme Sürecinin Katkıları

ISO 27701 belgelendirme süreci; başvuru, dokümantasyon incelemesi, saha denetimi, uygunsuzlukların giderilmesi ve sertifikanın verilmesi adımlarını içerir. Bu süreç, kurumların kişisel veri yönetimini uluslararası standartlarla uyumlu hale getirdiğini kanıtlar ve müşteri güvenini pekiştirir.

Sonuç olarak, ISO 27701 belgelendirme süreci yalnızca bir uyum prosedürü değil; kurumların veri yönetiminde güvenilir, şeffaf ve sürdürülebilir bir yaklaşım sergilediğini belgeleyen stratejik bir süreçtir. Bu belgeye sahip olmak, günümüzün dijital dünyasında kurumlara önemli bir itibar ve rekabet avantajı kazandırır.

ISO 27701 Kişisel Veri Yönetim Sistemi Veren Firmalar

ISO 27701 Kişisel Veri Yönetim Sistemi belgesini almak isteyen kurumların başvurabileceği firmalar, yalnızca akredite belgelendirme kuruluşları arasından seçilmelidir. Çünkü ISO 27701 sertifikası, ulusal ve uluslararası akreditasyon otoriteleri tarafından yetkilendirilmiş kurumlar tarafından düzenlenir. Türkiye’de bu yetkiyi sağlayan en önemli kurum TÜRKAK (Türk Akreditasyon Kurumu)’dır. TÜRKAK akreditasyonu olan firmalardan alınan belgeler, hem Türkiye’de hem de uluslararası alanda geçerlilik sağlar. Bu nedenle ISO 27701 belgesi almak isteyen kuruluşların, başvuracakları firmanın mutlaka akreditasyon durumunu kontrol etmesi gerekir.

ISO 27701 belgesi veren firmalar arasında, global ölçekte faaliyet gösteren uluslararası belgelendirme kuruluşları da önemli bir yere sahiptir. SGS, Bureau Veritas, LRQA, DNV, TÜV SÜD, TÜV Nord, Intertek ve Kiwa gibi firmalar, dünya çapında bilinen ve birçok ülkede ofisleri bulunan kuruluşlardır. Bu firmaların verdiği sertifikalar, uluslararası pazarlarda daha yüksek tanınırlığa sahip olduğundan, özellikle global ölçekte iş yapan şirketler tarafından tercih edilir.

Türkiye’de ise TÜRKAK tarafından akredite edilmiş yerli belgelendirme kuruluşları bulunmaktadır. Bu kuruluşlar, daha uygun maliyetlerle sertifikasyon hizmeti sunabilir ve yerel mevzuata uyum konusunda daha hızlı çözümler sağlayabilir. Ayrıca Türkçe destek, süreçlerin daha kolay anlaşılmasını sağlar. Yerel firmalar genellikle KOBİ’ler ve ulusal ölçekte faaliyet gösteren şirketler için uygun bir seçimdir.

ISO 27701 veren firmaların seçiminde dikkat edilmesi gereken bir diğer unsur, sektörel deneyimdir. Örneğin sağlık, finans, kamu ve e-ticaret gibi farklı sektörlerde belgelendirme yapacak firmaların, o sektörde deneyimli olması büyük önem taşır. Sektörel tecrübeye sahip belgelendirme kuruluşları, kurumun özel ihtiyaçlarına daha uygun çözümler sunar ve denetimlerin daha sağlıklı yapılmasını sağlar.

Ayrıca kurumlar, belgelendirme sürecinde danışmanlık firmaları ile de çalışabilir. Ancak burada kritik ayrım şudur: Danışmanlık firmaları ISO 27701 sertifikası veremez. Onların rolü, kurumun sertifikasyona hazırlanmasına yardımcı olmak, eksiklikleri gidermek, eğitim programları düzenlemek ve iç denetimleri gerçekleştirmektir. Resmi sertifika yalnızca akredite edilmiş belgelendirme kuruluşları tarafından düzenlenir.

ISO 27701 veren firmalar aynı zamanda uluslararası iş birlikleri ile de önem kazanır. IAF (International Accreditation Forum) üyesi kuruluşlardan alınan sertifikalar, birçok ülkede doğrudan tanınır. Bu nedenle yurt dışı bağlantıları olan şirketlerin, IAF tanınırlığı olan firmalarla çalışması stratejik bir avantaj sağlar. Örneğin, TÜRKAK akreditasyonu olan ve aynı zamanda IAF üyesi bir belgelendirme kuruluşundan alınan sertifika, Avrupa ve Amerika pazarında da geçerli olacaktır.

ISO 27701 belgesi veren firmalarla çalışırken dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta, uzun vadeli destektir. Sertifika yalnızca ilk alındığında değil, üç yıllık geçerlilik süresi boyunca gözetim denetimlerinde de korunmalıdır. Bu nedenle seçilen firmanın, gözetim denetimlerinde etkin destek sunabilmesi ve sürekli iyileştirme yaklaşımını benimsetmesi önemlidir.

Firmalar ayrıca referans ve müşteri memnuniyeti açısından da değerlendirilebilir. Daha önce aynı sektörde sertifikasyon hizmeti vermiş ve olumlu geri bildirimler almış kuruluşlar, güvenilirlik açısından öne çıkar. Bu nedenle ISO 27701 belgesi almak isteyen kurumların, potansiyel belgelendirme kuruluşlarının referanslarını incelemesi faydalı olacaktır.

Sertifika Veren Firmalar

ISO 27701 belgesini veren başlıca firmalar arasında SGS, Bureau Veritas, LRQA, TÜV SÜD, TÜV Nord, DNV, Intertek, Kiwa gibi global kuruluşlar ve TÜRKAK tarafından akredite edilmiş yerli belgelendirme kuruluşları bulunur. Danışmanlık firmaları sürece hazırlık desteği sağlarken, resmi sertifika yalnızca akredite belgelendirme firmaları tarafından verilir.

Sonuç olarak, ISO 27701 belgesi almak isteyen kurumların doğru firmayı seçmesi kritik öneme sahiptir. Akredite, sektörel deneyimi güçlü ve uluslararası tanınırlığı olan firmalar, yalnızca sertifika sağlamakla kalmaz; aynı zamanda kurumların uzun vadeli başarıya ulaşmasına katkı sunar. Bu nedenle belgelendirme kuruluşu seçimi, sürecin en stratejik adımlarından biri olarak değerlendirilmelidir.


Lütfen Bekleyin